Motivasyon sözcüğü Latincedir ve ‘hareket’ anlamına gelir. Motivasyon, eylemlerinizi yönlendirme ve teşvik etme gücüdür. Bu güçten etkilenir ve hedefleriniz için çalışmaya hazırlanırsınız. Motivasyon, bir kişinin ihtiyaçları, arzuları vb. kapsayan genel bir kavramdır. Bu kavramların bazıları fizyolojik olabilirken bazıları daha soyut olabilir. Ayrıca motivasyonun insanların yaşamları ve davranışları üzerinde büyük bir etkisi vardır. Bu açıdan özellikle iki motivasyon seviyesinin olması önemlidir. Bunlardan biri hayatta kalmak, diğeri ise başarıdır. İnsanlar hayatta kalmak için birçok şeye ihtiyacı duyarlar. Bunlar günlük hayatınızdaki en önemli ihtiyaçlardır. Bu önemli ihtiyaçlar karşılandıktan sonra insanlar başarı, gelişme, değer, ünvan sahibi olmak gibi fiziksel olmayan diğer ihtiyaçları karşılamaya başlar ve bu ihtiyaçları karşılamak için enerji harcarlar. Başka bir deyişle motivasyon türleri insan davranışına rehberlik eden fiziksel veya temel ihtiyaçları ortaya çıkacak arzularıdır.
Sınav öncesi motivasyon, öğrencilerin kendini yeterli görmesi ve karşılaştığı güçlüklerle baş edebileceğini düşünmesi açısından önemlidir. Motivasyonu yüksek öğrenciler, sınav gününde daha rahat ve sakin bir yaklaşımla sınava girerler. Motivasyonu düşük öğrenciler ise, umutsuz ve karamsar bir ruh hali ile zorlandıkları sorularda hemen panik yapabilirler. Bu nedenle uzun süre çaba gösterip emek verilen çalışmaların karşılığını almak için sınav öncesi dönemde motivasyon yüksek tutmalıdır.
Motivasyon, bir kişinin bir dürtü veya ihtiyaç hissettiğinde ortaya çıkan içsel süreçlerini kapsar. İnsanlar, çevrede veya kişisel özelliklerinde değişiklikler meydana getirmek istediklerinde oluşan bir durumdur. Motivasyon, insanlara hedeflerine doğru hareket etmek ve ulaşmak için gerekli olan enerjiyi veren içsel bir süreçtir. İster bir dürtü ister ihtiyaç olarak tanımlansın, motivasyon, sizin veya çevresel değişiminiz için içsel bir arzudur. Bu açıdan motivasyon, enerjik ve amaca yönelik olan davranışların hepsini kapsar. Motive olursanız harekete geçersiniz. Çünkü motivasyon türleri yaşamı sürdürmek, mutlu olmak ve büyümek için ihtiyaç duyulan ihtiyaçların karşılanmasını sağlar.
Başarıyı isteyen her insanın motivasyona ihtiyacı vardır. Özellikle sınav sürecinde kaygıyla başa çıkmaya çalışan öğrenciler için motivasyonun gerekliliği kaçınılmazdır. Bunu çevre yardımıyla sağlayabilirler.
Sınav motivasyonu sınava hazırlık sürecinde ve sınav boyunca mevcut potansiyelin performansa dökülmesini amaçlıyor. Motivasyonu yüksek olan öğrenciler sınavdan başarılı sonuçlar almak için daha planlı ve programlı çalışıyor. Motivasyon beraberinde disiplin, düzen ve istikrar da getiriyor. Tüm bunlar bir arada sürdürülebildiğinde beklentiyle uyumlu sonuçlar almak mümkün hale geliyor. Ancak bu motivasyonu üretebilmenin ve sürdürebilmenin de bir takım ön koşulları var.
Motive olmayı istemek veya motivasyona ihtiyaç duymak motive olmak için yeterli olmuyor. Motivasyon eksikliği yaşayan pek çok öğrenci için dikkat dağınıklığı, erteleme, düzenli çalışamama gibi başarıyı engelleyici etkenler çoğalıyor. Zaman baskısı, zamanı verimli kullanamama, sınav stresi, gelecek kaygısı ve hatta öfke, umutsuzluk açığa çıkabiliyor. Sınav motivasyonu olmayan öğrenciler motivasyon eksikliklerinin beraberinde getirdiği başarısızlık dışında çevresel faktörlerle de mücadele ediyor.
Ebeveynlerin, okulun, öğretmenlerin, arkadaşların ve sosyal çevredeki diğer bireylerin söylem ve baskıları da sürece eklenebiliyor. Tüm bu olumsuz katkılar bireyin daha fazla motivasyon kaybı yaşamasına ve sınava yönelik olumsuz duygu ve düşünceler geliştirmesine neden oluyor. Sınava motive bir şekilde çalışan bireylerde ise performans potansiyelle uyumlu ilerliyor. Bu bireyler olumsuz faktörlerle, stres ve zorluklarla çok daha kolay baş edebiliyorlar.
Öğrencilerinize dünyanın en iyi ders kitaplarını da sunsanız, eğer yeterince motive olamadılarsa öğrenme ve sıkı çalışma konusunda maalesef heyecan duyamayacaklardır. Hem içsel motivasyon hem de dışsal motivasyon, öğrenmenin kilit noktalarından biri ve bu konuda öğretmenlere oldukça iş düşüyor. Belki motive edici sözler söyleyebilirsiniz, belki öğrenci motivasyon etkinlikleri düzenleyebilirsiniz, ya da öğrencilerinize öğrenci motivasyon hediyeleri verebilirsiniz. Bunların hepsi elbette bir yöntem ama her şey bu kadar basit değil. Her öğrencinin motive olma yolu farklıdır. Bunu gözlemleyip kişiye özel motivasyon sağlamak da yine öğretmenlere düşüyor.
Motivasyon, kişinin hedeflerine ulaşmak için çaba göstermesi ve tutkulu olmasını sağlar. Motivasyon, kişinin daha yüksek performans göstermesine yardımcı olurken, başarıyı da arttırır. Olumlu motivasyon, kişinin daha yüksek hedeflere ulaşmasına yardımcı olurken, olumsuz motivasyon ise kişinin başarısını düşürür.
Öğrencilere, biraz kontrol duygusu vermek aslında onları motive etmenin en iyi yollarından biridir. Mesela, öğrencilerinize bir ödev vereceğinizi varsayalım. Neden onlara ödevlerini seçme fırsatı vermiyorsunuz? Ya da kitap okutacaksınız öğrencilerinize. Sizin verdiğiniz kitabı boş verin, bırakın kendileri seçsinler. 5 tane kitap belirleyin ve aralarından kendi istediklerini seçmelerine izin verin. Örnekleri siz de çoğaltabilirsiniz. Bu tür kontroller öğrencileri daha da motive edecektir.
Hedef olmadan ne başarı olur ne de motivasyon. Daha sene başında, sene sonu için hedefler belirleyin, beklentilerinizi öğrencilerinize de açıklayın. Bu sayede çocuklar hedefler doğrultusunda ilerleyeceklerdir ve hedeflerine ulaşmak için motive olacaklardır.
Öğrenciler yaptıkları davranışın sonuçları olduğunu bilmeliler. Öğretmenler, onlar için destekleyici bir ortam oluştururlarsa hiçbir şey yapmamanın bir şeyler yapmaktan daha iyi olduğunu anlayacaklardır. Örnek vermek gerekirse, ödevini yapmayan bir çocuğa tepki vermeyip ödevini başarılı ve istikrarlı bir şekilde yapan öğrenciyi takdir edip övdüğünüz zaman, ödevini yapmayan öğrenci bir dahaki sefere ortaya bir şey koyduğu zaman takdir edileceğini öğrenecek ve daha motive olacaktır.
Aslında sınıflar öğrenmek için şahane yerlerdir. Son yıllarda sınıflar daha modern ve efektif hale de getirildi ama bir öğrenciyi 9 ay boyunca, dünyanın en güzel yerine de götürseniz bir süre sonra sıkılacaktır. Bu yüzden, öğrenme ortamını değiştirmek öğrenci motivasyonu açısından iyi olabilir. Hava güzelken bahçeye çıkın, ders, orada işleyin. Ya da okul gezileri düzenleyin. Okula, çocukların da ilgi duyacağı bir konuşmacı getirin. Tüm bu etkinlikleri düzenlemek zaman zaman zor olabilir. İdareyi zorlama işi yine siz öğretmenlere düşüyor. Hadi bakalım kolay gelsin.
Ne yaparsanız yapın, tüm öğrenciler derslere aynı şekilde cevap vermez. Bazıları uygulamalı dersleri severken kimisi sessizce kitap okuma taraftarıdır. Hepsini aynı anda motive etmek için belki de en iyisi dersleri karıştırmaktır. Kimi bir köşede resim çizerken, kimi de başka bir tarafta kitap okuyabilir belki de.
Sınıfta rekabet her zaman kötü bir şey değildir. Olumlu bir rekabet yaratırsanız muhteşem sonuçlar dahi alabilirsiniz. Sınıfta dostça bir rekabet ortamı yaratın ve sonrasında öğrencilerinizin motivasyonunu izleyin sadece.
Ödüller herkesin hoşuna gider. Hele ki ilkokul çağındaki bir çocuk hem ödüllere bayılır hem de ödüller sayesinde okula daha motive bir şekilde gelir. O hafta, üstün başarı göstermiş bir öğrenciye “Haftanın Dahisi Rozeti” vermeniz, ya da ödevini istikrarlı bir şekilde yapan öğrenciye “Aferin Rozeti” hediye etmeniz o öğrenciyi inanın çok sevindirecektir. Diğer öğrencileri de motive edecektir.
Öğrencilere sınıfta belli işleri yaptırmanız onlara bir yük olmayacaktır, aksine sorumluluk duygusu yükleyecek ve kendilerini ayrıcalıklı hissedeceklerdir. Öğrencilerin her birine çeşitli sorumluluklar verin ve motivasyonlarının nasıl arttığını gözlemleyin.
Öğrencilerinizi her zaman siz motive edemezsiniz. Bazen arkadaşları tarafından da motive edilmeliler. Sınıflarda çalışma grupları oluşturun ve öğrencilerinize ödevler verin. Hem takım çalışmasının önemini anlasınlar hem de birbirlerini motive etsinler. Ancak burada dikkat etmeniz gereken şey dengesiz gruplar oluşturmamaktır. Gruplar olduğunca dengeli olsun ki bir grup diğerlerinden gözle görülür bir şekilde sıyrılmasın. Öğrencilerin birbiryle iletişim kurabilmelerinin en güzel yollarından biri de akıl ve zeka oyunlarıdır. Bu şekilde hem eğlenebilirler hem de öğrenebilirler.
Öğrenci Koçluğu; akademik yaşamda başarı becerilerini arttırma amacıyla öğrenci ile koç arasında kurulan işbirliğidir. Öğrenci Koçluğunun amacı; öğrenciyi hedefleri doğrultusunda yönlendirmek, motive etmek ve onun bu süreç içinde yaşadığı zorluklarla baş etmesini sağlamaktır.
Motivasyon koçluğu danışanın kendi belirlediği hedeflere, koçun desteğiyle ulaşması ve sorunlarının üstesinden tek başına gelmeyi öğrenmesidir. Eğitim koçluğu bir gelişim sürecidir. Süreç boyunca danışan, kendisini daha iyi tanır, potansiyelini keşfeder ve hatalarından ders alarak yetkinliklerini geliştirir. Öğrenciye motivasyon vermek eğitim koçluğunun ana amacını taşımaktadır.
Öğrenci motivasyonu, bütün sınıf etkinliklerine etki eden önemli bir niteliğe sahiptir. Bunun sebebi ise motivasyonun hem yeni davranışların öğrenilmesinde hem de önceden öğrenilen davranışların bireyin performansında etkili olabilmesidir. Öğrenme ve performans motivasyon ile karşılıklı ilişkilidir.
Öğrenci koçunun öğrenciyle olan iletişimi çok önemlidir. Aralarındaki iletişim ise ne çok samimi ne de çok resmi olmalıdır. Görüşmeler sanal ortamlarda veya yüz yüze gerçekleşebilir. Öğrenci koçunun üzerinde durması gereken en önemli unsur, öğrenciyi tanımaktır. Öğrencinin güçlü ve zayıf yönleri, istekleri, hedefleri, hayalleri, yaşam amacı vb. gibi unsurlar doğrultusunda ilerlemek öğrenciyi tanıma sürecini sağlıklı kılacaktır.
Bir öğrenci koçu öncelikle her bireyin birbirinden farklı olduğunu unutmaması gerekir. Herkesin bireysel özellikleri farklı olduğu gibi, yetenekleri, ilgi alanları, potansiyeli; öğrenme yöntemleri ve öğrenme hızı da farklılık gösterir. Koçun bu gibi faktörleri ortaya çıkarmasında öğrenciye soracağı sorular oldukça önem arz eder. Örneğin; “Güçlü ve zayıf yönlerin neler?”, “Ailen ve arkadaşların senin hangi alanda iyi/kötü olduğunu söylüyor?”, “Gerçekten ne istiyorsun?”, “Hayallerin nelerdir?” tarzı sorular hem öğrenciyi tanımayı hem de sonuca ulaşma sürecini hızlandıracaktır.
Özellikle sadece soru-cevap yapmakla kalmayıp, öğrencinin “asıl” ne istediğini kendisinin de duyabilmesi için soruyu sorduktan sonra öğrenciye o sorunun cevabıyla ilgili farklı seçenekler sunulması istenmelidir. Buna bir örnek vermek gerekirse: “Hayallerini gerçekleştirmek için sence ilk adım ne olmalı?” Öğrenciden geri dönüş alındıktan sonra, “Sonraki adım ne olmalı?” veya “Başka?” gibi öğrencinin kafasında seçenek oluşturulmasını sağlayıcı sorular yöneltilmelidir. Bunun amacı, öğrencinin gerçekte ne istediğini bulmasıdır.
Başta da belirtildiği gibi öğrenci koçluğu, öğrencinin gittiği yolda sadece ona arkadaşlık yapmaktır, doğruları göstermek değildir. Çünkü herkes birbirinden farklı olduğu gibi, doğruları da değişkenlik gösterir. Önemli olan bu hayat yolculuğunda elindeki haritayla doğru rotadan ilerleyip, hedefe varmaktır. İşte öğrenci koçları da bu haritayı oluşturma aşamasında öğrenciye yardımcı olmaktadırlar.